Samsun’un Bafra, 19 Mayıs ve Alaçam ilçeleri sınırlarında bulunan, Kızılırmak’ın Karadeniz’e döküldüğü alanın da içinde yer aldığı 56 bin hektar genişliğindeki Kızılırmak Deltası, Türkiye’nin önemli sulak alanlarının başında geliyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan ve 364 kuş türüne ev sahipliği yapan, yaklaşık 140 kuş türünün ürediği Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, göç sırasında Karadeniz’i doğrudan aşan kuş türleri için hayati öneme sahip olmasıyla öne çıkıyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ornitoloji Araştırma Merkezi’nde görevli Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz, 2002 yılından beri deltadaki yaban hayatı geliştirme sahasında Cernek Gölü kıyısında araştırma yürüttüklerini söyledi.
Türkiye’nin Karadeniz kıyısındaki en büyük deltası olan Kızılırmak Deltası’nda halkalama çalışmalarıyla kuşların yaşam döngüleri, göç dinamikleri, konaklama süreleri, göç stratejileri gibi bilgilere ulaşmayı amaçladıklarını anlatan Yavuz, deltanın yıl boyunca farklı kuş türlerine ev sahipliği yaptığını belirtti.
Kuşların göç yolları, konaklama zamanları ve Türkiye’nin kuş envanterinin belirlenmesinde geniş bir veri tabanı sağladıklarını vurgulayan Yavuz, mevsimlerin kayması nedeniyle kuş varlığının da değişmeye başladığını dile getirdi.
Küresel iklim değişikliği nedeniyle bitkilerin çiçeklenme, böceklerin ortaya çıkma döneminin değiştiğini aktaran Yavuz, “Bunların hepsi kuşların belirli bir alanda bulunma nedeninin değişmesine sebep oluyor. Habitatı, besin bulabilirliği, üreme takvimi değişiyor. Bütün bunlara bağlı olarak kuşların göç takviminde değişiklik gözleniyor, üremesi gecikebiliyor ya da daha erken olabiliyor, göç sırasında toplu ölümler olabiliyor.” dedi.
Kızılırmak Deltası, kara leyleğin nadir kışlama alanlarından oldu
Yavuz, kuşların göç takvimi ve stratejilerini değiştirdiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kızılırmak Deltası’nda 20 yıl önce olmayan kuş türlerinin artık kışı burada geçirmeye başladıklarını görüyoruz. Kara leylek bunlardan biri. Şu anda burada 50 civarında kara leylek var. Artık kara leyleğin ülkemizde nadir kışladığı alanlardan biri burası. Diğer leyleklerden de bu dönemde deltada olmaması gerekirken görülebiliyor. Sonbaharda göçün eylül sonu gibi bitmesini bekleriz ama şartlar elverişli olduğu için sarktığı oluyor. Bazı kamışçıl türlerin ilkbaharda daha geç geldiğini görüyoruz. Deltada 70 kadar gece balıkçılı, çok sayıda karabaş ötleğen bulunuyor. Kamışçıl mukallit, küçük sinekkapan gibi göçü çok erken bitiren türlerin neredeyse kasımın ilk haftasına kadar göçlerini devam ettirdiğini görüyoruz. Bunların hepsi mevsimlerin kaymalarından ileri geliyor.”
“Ani sıcaklık düşüşü nedeniyle göç eden 10 bin kırlangıç Kızılırmak Deltası’nda telef oldu”
Mevsimsel iklim değişikliği nedeniyle ani hava olayları da meydana gelebildiğine, beklenmedik bir anda havanın yüksek oranda soğuyabildiğine dikkati çeken Yavuz, “Geçen yıl 7 Mayıs’ta bunun nasıl bir olay olduğunu gördük. Hava sıcaklıkları çok hızlı şekilde gece düştü, yağışlar başladı. Ani sıcaklık düşüşü nedeniyle göç eden 10 bin kırlangıcın Kızılırmak Deltası’nda telef olduğunu söyleyebilirim. Halkaladığımız ve ertesi gün ölü bulduğumuz hayvanlarda bir gecede 3-4 gram ağırlık düşüşü yaşanmış. Dolayısıyla hipotermiden ölmüşler. Böyle toplu ölümleri çok daha sık göreceğiz.” ifadelerini kullandı.
Artık bölgede pek kaz göremediklerini, kuğuların sayısının da azaldığının altını çizen Yavuz, “Özellikle kuzeyde üreyen ve kışı daha ılıman yerlerde geçirmek için güneye inen hayvanların inme nedenleri, yukarıdaki su yüzeylerinin donmuş olması. Su yüzeyleri donmadığı, yeterince soğuk olmadığı için güneye inme ihtiyacı duymuyorlar.” diye konuştu.
Yavuz, Türkiye genelindeki kuş türlerinin yüzde 70’ini de Kızılırmak Deltası’nda tespit ettiklerini anlatarak, “Bir mevsimde 7-8 milyon kuş delta üzerinden geçiyor ancak son yıllarda hızlı şekilde popülasyonda azalma var.” dedi.