Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Hatay’da incelemelerde bulundu, yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra Hatay Afet Koordinasyon Merkezi’nde açıklamalarda bulunan Erdoğan, “asrın felaketi” olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin üzerinden 2 hafta geçtiğini belirterek, Türkiye’nin 11 ilinde yıkıma ve büyük can kaybına yol açan bu afetin, Türkiye’nin depremiyle, yangınıyla, seliyle ve diğer tüm tehditleriyle zorlu bir coğrafyada olduğu gerçeğini bir kez daha hatırlattığını ifade etti.
“Vatanımızı derin bir aşkla sevdiğimiz için, onun güzellikleriyle birlikte zorluklarını da kabulleniyoruz.” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“İnsanlığın, kadim çağlarından beri medeniyetlerin, kültürlerin, devletlerin ve toplumların en önemli mücadele alanı olan bu coğrafyanın emanetinin son bin yıldır sahibi olmakla gurur duyuyoruz. Bu aşkla kimi zaman dışarıdan gelen istilacılara, kimi zaman içeriden zuhur eden bozgunculara, kimi zaman insan iradesini aşan tabiat felaketlerine karşı vatanımıza hep sahip çıktık, çıkıyoruz. Haçlı seferlerine, Moğol akınlarına, asırlar boyunca yaşadığımız nice siyasi ve sosyal çalkantılara, son iki asrımızda da dört bir yanımızdan gelen saldırılara inançla, cesaretle, sabırla hep karşı koyduk.
Millet olarak kendimizle birlikte coğrafyamızdaki tüm kardeşlerimizin de hakkını, hukukunu, onurunu, geleceğini korumak için canımız dahil hiçbir fedakarlıktan kaçınmadık. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, bu yıl ilk asrını geride bırakmaya hazırlandığımız Cumhuriyetimizi kurarak taçlandırdığımız Milli Mücadelemizle vatanımıza ebediyen sahip çıkma irademizi tüm dünyaya tekrar gösterdik. Cumhuriyet tarihimiz boyunca da demokrasi ve kalkınma mücadelemiz kesintisiz sürdü. Evet, bin yıldır bu vatan topraklarında ne yaşarsak yaşayalım, asla teslim olmadık, asla vazgeçmedik, asla umutsuzluğa kapılmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 hafta önce yaşanan depremlerin, bu uzun ve meşakkatli yürüyüşün acı bir sayfası olarak kalplere ve milli hafızaya nakşedildiğini söyledi.
“Yardımları organize ettik”
Ailesinden eşini, çocuğunu, akrabasını kaybeden vatandaşlara başsağlığı ve sabırlar dileyen Erdoğan, hayatını kaybedenlerin ruhları için “Fatiha” okudu.
Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkezli olarak 9 saat arayla yaşanan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin, etki alanı ve yıkım gücüyle “dünyada eşi benzeri olmayan hadiseler” olarak tarif edildiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depremde kırılan 5 ayrı fay hattının yüzlerce kilometrelik bir alanda, üzerinde yaşadığımız toprakta 7 metreyi aşan yer değiştirmelere yol açtığı belirlendi. Sarsıntının sebep olduğu yıkıma, çetin kış şartlarının çıkardığı sıkıntılar da eklenince, depremden sonraki ilk günlerde tüm gayretlerimize rağmen kimi eksiklik ve aksaklıklar yaşandığını biliyoruz. Deprem bölgesindeki kamu ve sivil toplum afet kapasitesinin ilk anda büyük ölçüde devre dışı kalması, güçlükleri daha da artırdı. Deprem haberini aldığımız andan itibaren, tüm bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, belediyelerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı harekete geçirdik. Devletin ve milletin tüm imkanlarını bölgeye ulaşmak, arama kurtarma çalışmalarını başlatmak, yardımları organize etmek için seferber ettik. Türkiye’nin 81 ilinden doğrudan bu işle görevli olanlar dışında, arama kurtarma yapabilecek, enkaz kaldırma, yardım, güvenlik çalışmalarına destek olabilecek tüm kamu görevlilerini, tüm sivil organizasyonları deprem bölgesine yönlendirdik. Milletimiz 7’den 70’e fertlerinin tamamıyla bu seferberliğe gönüllü olarak zaten katıldı.”
Erdoğan, uluslararası yardım çağrısı yaparak, diğer ülkelerden arama kurtarma ve yardım ekiplerini Türkiye’ye davet ettiklerini anımsatarak, “olağanüstü hal”, “afet bölgesi”, “mücbir sebep” ilanlarıyla süreci yürütmek için gereken hukuki altyapıyı oluşturduklarını kaydetti.
“Ekiplerimiz, kahramanca çalışmalarını yürüttü”
Depremin yıktığı binaların altında kalan vatandaşları çıkarmak, felaketten kurtulan insanları yeniden hayata bağlamak için geçen gündüz çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halen devam eden ve büyüklükleri biri 6’nın, 37’si 5’in, 351’i 4’ün üzeri olan 6 bini aşkın artçı sarsıntının yol açtığı tehlikelere rağmen, ekiplerimiz kahramanca çalışmalarını yürüttü. Tamamen yıkılmış 21 bine yakın binadaki 71 binin üzerinde bağımsız birimin enkazı kaldırıldı. Yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 118 bin binadaki 412 bin bağımsız birim tahliye edildi. Ayrıca, orta hasarlı 24 binden fazla binadaki 133 bini aşkın bağımsız birimdeki vatandaşımızın geçici barınma merkezlerine veya güvenli yerlere nakli sağlandı. Buna karşılık, deprem bölgesinde 809 bin binadaki 3 milyon 108 bin bağımsız bölümün ‘az hasarlı’ veya ‘hasarsız’ olduğu belirlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız 7 bin 328 personeliyle gerçekleştirdiği hasar tespit çalışmalarını bitirmek üzeredir. Vatandaşlarımız, Elektronik Devlet Sistemi üzerinden evlerinin hasar durumuyla ilgili raporlara ulaşabiliyor.”
Erdoğan, deprem anından itibaren yürütülen çalışmalarda, 35 binden fazlası arama kurtarma personeli olmak üzere, 271 bin destek, yardım, güvenlik personelinin görev aldığını aktararak, Türkiye’nin çeşitli yerlerinden 12 binin üzerinde ağır iş makinesinin, bölgedeki enkaz kaldırma ve altyapı faaliyetlerine katıldığını belirtti.
“2 milyon 400 bin vatandaşımıza sıcak yemek”
Milli Savunma Bakanlığı ile Emniyet ve Jandarma teşkilatları başta olmak üzere, kamu kurumlarına ait 77 uçak, 120 helikopter, 38 gemi, 45 insansız hava aracının kurtarma, yardım ve tahliye çalışmalarına iştirak ettiğini dile getiren Erdoğan, Savunma Sanayii Başkanlığı’nın enkaz altı ve duvar arkası görüntüleme sistemlerinin de arama kurtarma faaliyetlerinde aktif olarak kullanıldığını söyledi.
Kızılay başta olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce sivil toplum kuruluşunun, belediyenin, gönüllü ekiplerin seyyar mutfaklarla, gıda ve giyecek yardımlarıyla depremzedelerimizin yanında olduğunun altını çizen Erdoğan, “Günde yaklaşık 2 milyon 400 bin vatandaşımıza sıcak yemek ikramı yapılıyor. Bölgede dağıtılan battaniye sayısı 3 milyona, kurulan çadır sayısı 188 bine, hizmete sunulan konteyner sayısı 10 bine ulaştı.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinin özellikle ağır hasar alan şehirlerine battaniye, çadır ve konteyner sevkiyatlarının sürdüğünü dile getirerek, şu bilgileri verdi:
“Halen 65 binin daha kurulumu süren konteyner sayısını ilk etapta 100 bine, ihtiyaç halinde 200 bine kadar çıkartabileceğiz. Halihazırda depremzedelerimizden çadırlarda barınanların sayısı 751 bini, konteynerlerde barınanların sayısı 24 bini, yurtlarımızda barınanların sayısı 252 bini, Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okul ve tesislerde barınanların sayısı 462 bini, kamu ve özel sektöre ait otel veya misafirhanelerde barınanların sayısı 195 bini bulmuştur. Böylece toplamda 1 milyon 684 bin vatandaşımızın barınma ihtiyaçları giderilmiştir. Taleplerine binaen 62 bin vatandaşımız kara yoluyla, 289 bin vatandaşımız hava yoluyla, 21 bin vatandaşımız demir yoluyla, 1156 vatandaşımız deniz yoluyla deprem bölgesinden diğer şehirlere tahliye edilmiştir. Ayrıca kendi imkanlarıyla bölge dışına ve bölgedeki güvenli yerlere giden çok sayıda vatandaşımız da bulunuyor. Hamdolsun, milletimiz deprem bölgesinden şehrine gelen kardeşlerine kucağını açarak, tüm imkanlarını onlarla paylaşarak, alicenaplığını bir kez daha göstermiştir.”
“Bu bölgeye, devlet ve millet olarak hep birlikte sahip çıkacağız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sayıları az da olsa depremi fırsata dönüştürme, depremzedeleri istismar etme peşinde koşanların çıkabildiğini belirterek, “Kamuoyuna veya kurumlarımıza ulaşan şikayetlerle ilgili gereken hukuki işlemler yapılmakla birlikte milletimiz asıl cezayı bunları vicdanında mahkum ederek vermektedir.” dedi.
Arama kurtarma çalışmalarının sonuna gelmek üzere olduklarını, depremde vefat eden 41 bin 156 kişinin defnedildiğini aktaran Erdoğan, 14 bin 834 kişinin de enkaz altından kurtarıldığını bildirdi. Halen kaldırılmakta olan enkazlar bittikten ve kayıtlar kontrol edildikten sonra bu sayının kesinleşeceğini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
“Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın, kardeşlerimizin her birine Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Rabb’im ülkemizi her türlü afetten, beladan, kazadan muhafaza eylesin. Depremi ilk anından itibaren bugüne kadar, arama kurtarmadan yardıma kadar her safhada görev alan kamu görevlilerine, belediye başkanlarına ve personellerine, sivil toplum kuruluşlarımıza, gönüllülere, dualarıyla buradaki insanlarla birlikte olan herkese şükranlarımı sunuyorum.”
Erdoğan, deprem bölgelerinde yaşayanların şehirlerin tamamının konutuyla, iş yeriyle, sanayisiyle, tarımıyla, tarihi ve kültürel değerleriyle en küçük bir gerilemeye, en küçük bir ihmale mahal verilmeden yeniden ayağa kaldıracağından emin olmalarını isteyerek, “Hiçbir vatandaşımızı ne acısında ne hayatını yeniden düzene koyma ne de geleceğini inşa etme gayretinde asla yalnız bırakmayacağız. Sadece bizim değil insanlığın ortak miraslarını bünyesinde barındıran bu bölgeye, devlet ve millet olarak hep birlikte sahip çıkacağız.” ifadelerini kullandı.
Sağlam ve az hasarlı binalarda hayatın normalleşmesini sağlayacak adımları attıklarını belirten Erdoğan, çadır kentlerde, konteyner kentlerde barınan vatandaşları bir yıl içerisinde inşa edecekleri sağlam, güvenli, huzurlu konutlara taşımaya başlayacaklarını söyledi.
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Depremden tek bir binası bile hasar almadan alnının akıyla çıkan TOKİ’miz hazırlıklarını hızla sürdürüyor. Mart ayı içinde Hatay’da 40 bin 426 konutun, Kahramanmaraş’ta 45 bin 67 konutun, Adıyaman’da 25 bin 882 konutun, Gaziantep’te 18 bin 544 konutun, Malatya’da 44 bin 770 konutun, Osmaniye’de 9 bin 550 konutun, Diyarbakır’da 6 bin konutun, Şanlıurfa’da 3 bin konutun, Elazığ’da 3 bin 750 konutun, Adana’da 2 bin 500 konutun, Kilis’te 250 konutun inşasına başlıyoruz. Hasar tespit enkaz kaldırma ve yer belirleme işlemleri bittikçe her ilimizde bu konut sayıları artacaktır.”
“Konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek”
Erdoğan, tüm konut alanlarını, yeni bir şehir planı çerçevesinde, zemin kalitesine, fay hattına olan mesafesine bakarak tabii, tarihi ve kültürel dokusuna uygun şekilde tasarladıklarını vurgulayarak, “Konutlarımızın hiçbiri zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyecek. Köylerimizdeki ihya çalışmalarını da eviyle, ahırıyla, bahçesiyle, parkıyla kendi özgün mimarisine göre aynen Manavgat’ta yaptığımız gibi gerçekleştireceğiz.” dedi.
İhya sürecini bilimsellik, hızlılık ve yapıların güçlülüğü ilkelerine göre yürüttüklerinin, “güçlendirme” diye bir mantıkla asla bu bölgelerde inşa ve ihya çalışması yapmayacaklarının altını çizen Erdoğan, “Hepsi sıfırdan zemin artı 3 bilemediniz 4 bu şekilde inşaatlarımızı yapacağız. Ülkemizdeki tüm üniversitelerimizden jeofizik, jeoteknik, jeoloji, sismoloji hocalarımızla, deprem uzmanlarıyla yoğun istişare halinde çalışıyor, buradan çıkan sonuçlara göre hareket ediyoruz. Demirden çeliğe, çimentodan seramiğe inşaatlarımız için gereken tüm yapı malzemelerinin kaliteli ve hızlı bir şekilde tedarikiyle ilgili fayda maliyet analizleriyle planlamaları sürüyor.” diye konuştu.
Erdoğan, sağlam zeminlere, doğru tekniklerle inşa edilen yapıların yıkılmadığının bu depremlerde görüldüğünü, bunun için Türkiye’nin önde gelen tüm mimarlık, mühendislik ofislerini, proje bürolarını, şehir plancılarını harekete geçirdiklerini belirtti.
Yerleşim yerlerini mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara doğru kaydırarak zemin sıvılaşmalarının yol açtığı felaketlerden uzak tutmak istedikleri dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Kadim yerleşim yerlerimizi de tarihi ve kültürel dokusuna uygun, aynı zamanda güçlü bir şekilde koruyacak planlamalar yapıyoruz. Şehirlerimizi ihyasını planlarken bilim adamlarımız ve uzmanlarımızla birlikte afetten zarar gören illerimizdeki vatandaşlarımızın, iş insanlarımızın, yerel yöneticilerimizin görüşlerini de alıyoruz. Her adamımızı ortak akla uygun şekilde atıyoruz. En çok önem verdiğimiz zemin etütlerini, mikro bölgeleme olarak tarif edilen teknikle yürütüyoruz. Bu çalışmalara göre çıkan imar sınırlamaları, kat yüksekliği ve yoğunluk azaltımları tamamen vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlama amaçlıdır. Depremden etkilenen 11 ilimizdeki TOKİ taksit ödemelerini de 3 ay süreyle erteledik.”
“Adana, Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da 1 Mart’ta eğitim öğretime başlanması sağlanacak”
İhya faaliyetlerini hızla sürdürürken eğitimi de önceliklerinin başına aldıklarını belirten Erdoğan, ilk ve orta dereceli okulların her birinin durumunu ayrı ayrı değerlendirdiklerini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana, Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa’da 1 Mart’ta eğitim öğretime başlanmasını sağlayacaklarını bildirerek şunları kaydetti:
“Bu tarihi Gaziantep ve Osmaniye için 13 Mart, Hatay, Adıyaman, Malatya ve Kahramanmaraş için 27 Mart olarak belirledik. Deprem bölgesi illerindeki öğrencilerimiz için devam şartı aramayacağız. Diğer illere naklini almak isteyen öğrencilerimize de her türlü kolaylığı gösteriyoruz. Ortaokul ve lise öğrencilerimizden diğer illerde eğitimlerini devam ettirecekler, pansiyonlu okullara doğrudan geçiş yapabilecekler. Ayrıca çadır kentlerdeki ve diğer barınma merkezlerindeki çocuklarımızın da taşımayla veya benzeri yöntemlerle eğitimlerini sürdürmelerini temin edeceğiz.
Hem hasar görmeyen hastanelerimizde ve diğer tesislerimizde hem de kurulan geçici sağlık merkezlerinde yürütülen sağlık hizmetlerinde herhangi bir aksaklığa meydan vermiyoruz. Diğer illerimizden nakledilen yaralılarımızın tedavilerini titizlikle izliyoruz. Sağlık çalışanlarımızın deprem bölgesindeki ve depremzedelerimizin götürüldüğü yerlerdeki gayretli çalışmalarını yakından takip ediyoruz. Doktorundan hemşiresine, UMKE ekibinden eczacısına kadar bu felaket günlerinde milletimizin yanında olan tüm sağlıkçılarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.”
“Deprem bölgelerinde günün 24 saati depremzedelerin yanındayız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgelerinde güvenlik hizmetleri konusunda istisnai bazı olaylar dışında ciddi bir sıkıntı yaşanmadığını, polis, jandarma ve gerektiğinde asker ile günün 24 saati depremzedelerin yanında olduklarını söyledi.
Asrın felaketinde çeşitli derecelerde zarar gören 244 kültür varlığını hızla koruma altına aldıklarını ifade eden Erdoğan, “Türbe, cami, kilise, havra, tescilli yapı gibi kültür varlıklarımızın tadilatı ve tamiratı için gereken çalışmalara hemen başladık. Kamunun uhdesinde olmayan kültür yapılarının da yıkılmış bile olsa tarihi önemine yakışır şekilde muhafazası için Kültür ve Turizm Bakanlığımız harekete geçti. Amacımız bir yıl içinde tıpkı konutlar ve iş yerleri gibi kültür varlıklarımızı da ülkemize yeniden kazandırmaktır.” dedi.
Erdoğan, deprem haberini alır almaz bölgede yürütülecek çalışmalar için 100 milyar liralık bütçeyi Hazine’den tahsis ettiklerini belirterek, kurumların depremle ilgili ödenek taleplerinin anında yerine getirildiğini kaydetti.
Depremde zarar gören her haneye 10’ar bin lira yardım yaptıklarını dile getiren Erdoğan, “Yıkık, yıkılacak, ağır ve orta hasarlı binalarda oturanlara 15’er bin lira taşınma ve 2 bin ile 5 bin lira arasında kira yardımında bulunuyoruz. Vefat eden vatandaşlarımızın yakınlarına acil ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için 100’er bin lira nakdi destek sağlıyoruz. Doğal afet sigortası kapsamında alınan ihbarlarla ilgili ödemelerin süratle yapılmasını temin ediyoruz. Olağanüstü hal bölgesindeki trafik sigortası poliçeleri prim ödemelerini kolaylaştırıyor, deprem sebebiyle zamanında yenilenemeyen poliçeler için ilave prim istenmemesini sağlıyoruz. Depremi kamu ihaleleri için mücbir sebep hali olarak değerlendirerek bu hususta ayrıca başvuruyla vakit kaybedilmesinin önüne geçiyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgedeki bankacılık sisteminin işler durumda tutulması için bankalara gereken ikazların yapıldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Deprem bölgesindeki vatandaşlarımız için kredi kartı taksit sürelerini iki katına çıkardık. Ertelenen tüketici ve taşıt kredilerinde vade sınırları dikkate alınmayacak. Bankalarımız daha önce açıkladığımız 50 milyar liralık dayanışma paketine yaptıkları katkının yanında deprem bölgesi için ilave destekler veriyor. Türkiye Tek Yürek kampanyasına Merkez Bankamız malum 30 milyar lira, Ziraat Bankamız 20 milyar lira, Vakıflar Bankamız 12 milyar lira, Halkbankamız 7 milyar lira, ziraat, vakıf ve emlak katılım şirketlerimiz 1’er milyar lira olmak üzere toplam 72 milyar lirayla katkıda bulundu. Ağır hasar gören il ve ilçelerimizde yaşayan tüm vatandaşlarımızın kredi borçları otomatik olarak 6 ay, bölgedeki diğer yerlerde ise talebe bağlı olarak bir ay erteleniyor. Depremde zarar gören vatandaşlarımızın tamamı talebi halinde 6 aylık ertelemeden yararlanabiliyor.
Kamu bankalarımız depremde vefat eden vatandaşlarımızın kredi borçlarını siliyor. İş yerleri ve işletmeleri zarar gören 150 bin esnafımızın, Halkbankası’ndan kullandıkları Hazine destekli kredi ödemelerini 6 ay süreyle erteledik. Bu tür işletmeler için 20 milyar liralık deprem bölgesi işletme ve yatırım destek paketi ayrıca hazırladık. Depremde zarar gören çiftçilerimize, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi’den kullandıkları Hazine destekli kredilerini bir yıl süreyle tehir etme imkanı getirdik.”
Ağır yıkımın yaşandığı bölgedeki 152 belediyenin İller Bankası’na olan kredilerinin ödemelerini 3 ay ertelediklerini anlatan Erdoğan, “Ayrıca depremin ülke genelindeki ekonomik faaliyetlere olumsuz etkisini önlemek amacıyla daha önce açıkladığımız 250 milyar liralık KGF paketini, 100 milyar lira ilaveyle 350 milyar liraya yükselttik.” bilgisini verdi.
Erdoğan, kamu bankalarının, deprem yaralarını sarmak için afet bölgesine özel uygun şartlı kredi vermeye başladığını, böylece bankaların deprem bölgesine sağladığı ayni ve nakdi desteklerin 80 milyar lirayı bulduğunun altını çizdi.
“Hayvancılık desteği ödemelerini deprem bölgesindeki çiftçilerimiz için şubat sonuna kadar yapacağız”
“Çiftçilerimize, toplam tutarı 2,8 milyar lirayı bulan ve ayni olarak ödenen mazot ve gübre desteklerini, nakdi olarak şubat ayı içinde hesaplarına yatırıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yıl boyunca ödenecek 530 milyon lira tutarındaki hayvancılık desteği ödemelerini de deprem bölgesindeki illerimizdeki çiftçilerimiz için şubat sonuna kadar yapacağız. Ayrıca bu illerimizdeki üreticilerimize 2 milyon büyükbaş ve 9 milyon küçükbaş hayvan için 1,5 milyar lira yem desteği vereceğiz. Depremde hayvanları telef olan çiftçilerimizin kayıplarını inekse inek, koyunsa koyun, tavuksa tavuk, arıysa arı olarak tekrar bedelsiz olarak yerine koyacağız. Besicilerimizin ve yetiştiricilerimizin kayıplarını da aynı şekilde telafi edeceğiz. Bu illerimizdeki 12 bin arıcımızın 1,5 milyon kovana yakın acil şeker ihtiyacını da hemen karşılayacağız.”
“Vergi mükelleflerimizin maliyeye olan yükümlülüklerini 31 Temmuz’a kadar erteledik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İş Kurumunun, Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında, bölge illerinde 20 bin kişinin hızla istihdamını temin ettiklerine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Ülkemizin bel kemiği olarak gördüğümüz esnaflarımızı, sanatkarlarımızı, küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerimizi, sanayicilerimizi, çiftçilerimizi en kısa sürede yeniden şehirlerimizin dinamosu haline getirmek için ne gerekiyorsa yapıyoruz, yapacağız. Mücbir sebep hali ilanı kapsamında, bu illerimizdeki vergi mükelleflerimizin maliyeye olan yükümlülüklerini 31 Temmuz’a kadar erteledik. Bölgedeki mükelleflerin beyanname ve bildirim sürelerini 15 Ağustos’a, tahakkuk eden vergilerin ödeme sürelerini 31 Ağustos’a kadar öteledik. Motorlu taşıtlar mükellefleri de bu ötelemelerden yararlanacak. Yapılandırma Kanunu kapsamındaki mükelleflerin mart, mayıs ve temmuz ayı taksitlerini ağustos, ekim ve aralık aylarına erteliyoruz.”
“Kamunun tüm denetim araçlarını en sert şekilde devreye alıyoruz”
Depremzedelere yapılacak yardımlara vergi uygulamadıklarını ve KDV eklemediklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
“Makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi yardımların vergi matrahından indirilebilmesini sağlıyoruz. Bölgede inşa edilecek prefabrik yapılarla konteynerlerin KDV oranını yıl sonuna kadar yüzde 1’e indiriyoruz. Acil ihtiyaç duyulan ürünler başta olmak üzere fiyatlarında haksız artışa gidenler için vergi ve sosyal güvenlik incelemesi başta olmak üzere kamunun tüm denetim araçlarını en sert şekilde devreye alıyoruz. Özellikle bazı ürünler var ki bunların ihracına yönelik suistimale gidenler var. Olağanüstü hal bunlar için özellikle uyarıyorum, ciddi manada bunlar, ilgili birimlerimiz tarafından yakalandıkları yerde gereken sorgu, hesap bir defa yapılacaktır. Deprem bölgesindeki yatırımcıların pay alım işlemlerinden dolayı mağduriyete uğramamaları amacıyla bu kişiler için temerrüt durumunu da kaldırdık. Şirketlerin pay değerlerindeki olağanüstü olumsuz gelişmelere etkin müdahaleyi Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatındaki sınırlayıcı hükümlerin dışına çıkardık. Görüldüğü gibi hiçbir kesimi dışarıda bırakmadan depremden zarar gören her bir insanımızın yanında yer alıyor, destekliyor, hayata yeniden tutunması için kaynaklarımızı seferber ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın depremde en ağır yıkıma ve can kaybına uğrayan şehir durumunda olduğunu söyledi.
Hatay’da enkaz haline gelen 6 bin 251 binanın altından 17 bin 436 bin vatandaşın cenazesinin çıkartılıp defnedildiğini belirten Erdoğan, “Hatay’da yaralı sayımız 30 bini geçti. Yıkılanlar yanında acil yıkılacak ve ağır hasarlı bina sayımız 34 binin, buradaki bağımsız bölüm sayımız 134 binin üzerindedir. Bir başka ifadeyle Hatay’daki yapıların üçte birine yakını oturulamaz hale gelmiştir.” diye konuştu.
Erdoğan, şimdiye kadar Hatay’da 75 bin arama kurtarma ve destek personeli görevlendirildiğini, kurulan 40 bin çadırda 180 bin depremzedenin hayatını sürdürdüğünü belirterek, “Dağıtımını yaptığımız 20 bin çuval kömür ve 21 bin çuval odun ile ısınma sıkıntısının aşılmasına katkıda bulunduk.” diye konuştu.
Katar’dan gelmekte olan konteynerlerin İskenderun Limanı’na indirileceğini, bunların önemli bir kısmını Hatay bölgesinde kurmayı planladıklarını bildiren Erdoğan, “Enkazlar kaldırıldıkça elektrik, doğal gaz ve su konusundaki sorunlar çözülmekte. Muhtarlarımıza konteynerler noktasındaki desteğimizi vererek o sorunlarımızı inşallah çözmüş olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Bu senin işin değil. Anlamazsın bu işlerden”
Hatay Havalimanının hasar gören pistinin ve bağlı yollarının onarılmasıyla havalimanının bir hafta içerisinde uçuşlara açıldığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Buna rağmen ana muhalefetin başındaki zat, Hatay Havalimanını da kendi belediyelerinin imar ettiğini, onardığını, bu tür yalanları söylemeye devam ediyor. Haddini bil. Bu senin işin değil. Anlamazsın bu işlerden. Bugüne kadar hep sustum, sustum, sustum. Bulunduğum makam beni susmaya icbar etti. Dürüst ol, bir gün de dürüst olduğunu görelim ama maalesef böyle bir dürüstlük yok. Bizzat Hatay’a geldiğim gün Genel Başkan Vekilimi oraya gönderdim. Yerinde git, gör dedim. Zira oranın yapılması döneminde zaten Binali Bey bakandı. Ne olduğunu, ne bittiğini de biliyor. Belediyenin gelip orayı imar etmesi diye bir şeyi söz konusu değil ama yalan bunlarda diz boyu. İstanbul Havalimanı ortaklarından Kalyon İnşaat orayı beş günde yaptı ve milletimize teslim etti. Ama bunlarda doğruluk yok, dürüstlük maalesef yok.”
“Sıfırdan yeni bir Antakya’yı inşa edeceğiz”
Depremde en büyük yıkımların yaşandığı Antakya, Kırıkhan, İskenderun, Samandağ, Arsuz, Reyhanlı ve Defne ilçeleri başta olmak üzere Hatay’ın tamamını ayağa kaldıracak çalışmalara başladıklarını bildiren Erdoğan, “Bugün Devlet Bey’le de arabada onu konuşuyorduk. Biz buraları bir defa sıfırdan yapacağız. Güçlendirme yapalım, şöyle yapalım, böyle yapalım yok. Sıfırdan yeni bir Antakya’yı inşa edeceğiz, Arsuz’u yeniden inşa edeceğiz, İskenderun’u yeniden inşa edeceğiz. Bütün tahrip olmuş, harap olmuş yerleri sıfırdan inşa etmek suretiyle bütün vatandaşlarımızın gönül huzuru içerisinde buraya yerleşmelerini sağlayacağız. Asgari bize bir yıl müsaade. Şu an itibarıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız çalışmalarına başladı, bütün plan, proje çalışmaları hızla devam ediyor. Zemin etütleri hızla devam ediyor. Bütün bunlarla beraber de adımları atacağız.” şeklinde konuştu.
Erdoğan, bölgede hayvancılıkla uğraşan vatandaşlara destek olmak için 2 bin 300 ton yem ve 150 hayvan çadırını çiftçilere dağıttıklarını da duyurdu.
“Afet planlarını son tecrübeler ışında gözden geçiriyoruz”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “şahsi meselem” diyerek kısa bir ayrılığın ardından Türkiye’ye katılmasının alt yapısını hazırladığı Hatay’ın Anadolu coğrafyasındaki farklı medeniyetlerin birikimlerini yaşatan bir şehir olduğunu dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hristiyanlığın bilinen ilk kilisesinden binlerce yıllık havralara ve Anadolu’daki ilk İslam mabedi Habib-i Neccar Camii’ne kadar pek çok değer bu topraklarda yan yana günümüze kadar yaşamayı başarmıştır. Hatay için hemen şimdi diyerek başlattığımız acil eylem planımız çerçevesinde Hatay’ı tüm renkleriyle yeniden ihya edeceğiz. Hatay Meclis Binamız başta olmak üzere yıkılan medeniyet değerlerimizi aslına uygun şekilde tekrar yapacak, zarar görenleri de restore edeceğiz. İnsan iradesini aşan engeller haricinde depremle ilgili tüm eksiklikleri, aksaklıkları en küçük detaylarına kadar belirledik ve bundan sonra tekerrür etmemesi için beşer planında elimizden ne geliyorsa bunları yapacağız. Bunun için deprem riski yüksek olanlar öncelikli olmak üzere 81 ilimizin tamamı için hazırladığımız afet planlarını son tecrübeler ışında gözden geçiriyor ve güçlendiriyoruz. Tabii bir de şu var; coğrafya kaderdir tespitini, coğrafyamızın avantajlarını kullanarak zorluklarıyla daha etkili şekilde baş edecek hazırlıkları yapma olarak yorumlayıp çalışmalarımızı hızlandırıyoruz.”
Doğal afetlerin yanında devlet ve millet olarak her türlü tehdidi birer risk kabul ettiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Mevcut afet ve kriz yönetim sistemimizi tabi, siyasi, ekonomik, sosyal her türlü riske ve tehdide karşı insanlarımızın maddi ve manevi tüm mağduriyetlerinin önüne geçecek bir yapıya kavuşturmayı planlıyoruz. Depremle ilgili acil hususları geride bıraktıktan sonra bu meseleyi öncelikli gündemimiz olarak ele alacak ve gereken adımları atacağız. Bu çerçevede bazı mekanizmaları şimdiden işletmeye başladık. İstanbul’da rahmetli Kadir Topbaş döneminde tamamlanan ancak daha sonra uygulamaya geçirilmeyen Deprem Acil Eylem Planını Valiliğimiz vasıtasıyla yürürlüğe soktuk. İlk etapta riskli olarak belirlenen 128 okulumuzdan 109’unun yıkılıp yeniden yapılması, diğerlerinin güçlendirilmesi kararlaştırıldı. Bu okullardan 93’ü farklı yerlere nakledilerek hemen boşaltıldı.”
“Omuz omuza verecek sıkıntılı günleri geride bırakacağız”
Erdoğan, depreme ve diğer afetlere karşı mukavemeti düşük yapı stokunu hızlı dönüştürmek için yürüttükleri çalışmalarda kendilerine vakit kaybettiren hatta engel çıkartan hususları hızla bertaraf etmekte kararlı olduklarını belirterek, şu bilgileri paylaştı:
“Burada benim bir ricam var o da şu; kentsel dönüşüm planlarımızı vatandaşım engellemesin. Eğer kentsel dönüşüm noktasında adımlar atıyorsak vatandaşlarımız da bize bu konuda yardımcısı olsun. Süratle biz inşaatlarımıza başlayalım. Hukuki süreçleri hızlandırma yanında kimi siyasi, kimi ticari kaygılarla kentsel dönüşüm planlarını engelleyen ve geciktiren herkesi milletimizle paylaşacağız. İskenderun’daki kentsel dönüşüm çalışmalarını kampanyalarla, davalarla engelleyenlerin bugün yol açtığı felaket herkese ibret teşkil etmiştir ve etmelidir. İstanbul başta olmak üzere diğer şehirlerimizde de benzer sorunlar yaşandığını biliyoruz. Kimi ideolojik saplantılarla kimi basit çıkar kaygılarıyla yürütülen engelleme çabalarının artık son bulmasını bekliyoruz. Devletimizin tüm kurumlarıyla milletimizin de 85 milyon tek yürek olarak ülkemizin kriz ve afetle mücadele kapasitesini artıracak çalışmalarda yerini alacağına inanıyoruz.”
Deprem bölgesindeki enkaz atıklarını çevreye zarar vermeyecek, topografyası ve jeolojisi uygun alanlara taşıyarak burada ayırma ve tasnif işlemlerine tabi tutacaklarına değinen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kullanılabilecek tüm unsurlar ayrıştırıldıktan sonra beton ve tuğla atıklarını da yeni inşa edeceğimiz yerlerdeki uygun çalışmalarda dolgu malzemesi olarak kullanacağız. Böylece hem atıkları değerlendiren hem çevreyi koruyan bir sistemle enkazları ortadan kaldırmış olacağız. Devlet-millet omuz omuza verecek, bu sıkıntılı günleri kısa sürede geride bırakacağız. Asrın Felaketinin üstesinden 85 milyon olarak, asrın dayanışmasını sergileyerek yine hep birlikte geleceğiz.”
Erdoğan konuşmasını, “Hatay’ın demografik yapısının değiştirilmesi gibi dedikodulara lütfen iltifat etmeyin. Hatay’ın demografik yapısını değiştirmeye evelallah kimsenin gücü yetmez. Bunu böyle bilmenizde fayda var.” sözleriyle tamamladı.
Ziyaretten notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’da, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.
Süryani Ortodoks Kilisesi Patriği Mor İğnatius II. Efrem Kerim, Süryani Kadim Cemaati Patrik Vekili Yusuf Çetin, Metropolit Joseph Bali, Rahip Haitham Bahhu ve Ghassan Al Chami ile görüşen Erdoğan’a, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da eşlik etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile arama kurtarma çalışmalarında görev alan ekiplerle bir araya gelen Erdoğan, ekip üyelerine teşekkürlerini iletti.
Erdoğan’ın Hatay ziyaretinde, TBMM Başkanvekili Celal Adan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AK Parti Genel Başkanvekilleri Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş ile Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık da yer aldı.