Avukat Serkan Kaya, Radyo Sputnik‘te yayınlanan Gün Ortası programında Okan Aslan‘ın konuğu oldu. Kaya, Grand Kartal Otel’deki yangınla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Serkan Kaya, yangının ardından sorumluluğun kimde olduğuna yönelik tartışmalarla ilgili şunları söyledi:
Halk için denetimin önemli olduğunu söyleyen Avukat Serkan Kaya, sözlerine şunları ekledi:
Grand Kartal Otel’in Bolu Belediyesi’ne yapmış olduğu başvuru hakkında konuşan Kaya, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
‘Denetleme görevi yerine getirilmediği zaman biz bunun bedelini canlarımızla ödüyoruz’
Denetleme görevi bir kamu kurumuna verilmişse halkın güvenebileceği şey devlettir. Devletimize biz vergilerimizi bizi korusun kollasın diye veriyoruz. Küresel bir sistemde, küresel bir dünyada biz devletimize güvenmek zorundayız. Dolayısıyla eğer bir denetleme görevi bir kamu kurumuna verilmişse bu görevi eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi lazım. Türkiye o kadar büyük bir coğrafya ki o kadar büyük fazla problem çıkma ihtimali olan bir yer. Bir yerde o denetleme görevi yerine getirilmediği zaman biz bunun bedelini canlarımızla ödemek zorundayız. O yüzden bu denetleme görevini yerine getirmesini istemek bizim en doğal hakkımız.
‘Aracı firmaların hizmet sattığı kişilere maddi ve manevi tazminat sorumluluğu var’
Avukat Serkan Kaya, otel hizmetini satan aracı firmaların maddi manevi tazminat sorumluluğu olduğunu söyledi. Kaya, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un turizm şirketinin de otelin hizmetini satan aracı firmalar arasında olduğunu şu sözlerle ifade etti:
Otelin odaları özel turizm şirketleri tarafından satılıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da sahip olduğu şirket bu şirketler arasında. ETS, bu otelin hizmetini satmış. ETS’den hizmet satın alanlar firmanın ismine güvenerek ve firmanın oteli denetlendiğini düşünerek hizmet almışımdır. Otel hizmet sunan bir yerse ben de tüketiciyim. Hizmetin sunulduğu yerde sunulan hizmet ayıplı. Hizmet sunması için gerekli koşulları sağlamıyor. Dolayısıyla bu bir açık ayıp durumunda. Ama tüketici olarak benim bu açık ayıba maruz kalmamam lazım. ETS ne yapıyor? Bir o şirketle görüşüyor veya diğer krizin şirketleri de aynı şekilde, yani aracılık yapan bütün şirketler için söylüyorum. O oteli görüyorlar, o otelle bir anlaşma yapıyorlar. Sonra o anlaşmaya dönem olarak da insanları bunu satıyorlar. Şimdi benim tüketici olarak o otelin ayıplı olup olmadığını, yangın yönetimine uygun olup olmadığını bilme durumum yok. Ama aracı şirketlerin, ETS gibi bu işten ticari kar elde eden firmaların, o otelin turizm teşvik belgesinin gerçekten şartlarını yerine getiriyor mu? Yeterli güvenliği var mı? Otel yeterince konforlu mu? Başka sorunlar da çıkabilir, depremde dayanıklı mı değil mi bunları test etmesi lazım. Çünkü onun sorumluluğu, oradaki şirketin, aradaki ticari şirketin sorumluluğu bir tacir sorumluluğu. Dolayısıyla aracı firmaların hizmet sattığı kişilere maddi ve manevi tazminat sorumluluğu var. Aracı firmada bir hizmet sağlayıcı durumuna geldiği için bence kesinlikle bir ideali tahkikat geçirmesi lazım. Turizm otel sahibinin tahkikat geçirdiği gibi, malı pazarlayan kişinin de ideali bir tahkikat geçirmesi. Peki bu tahkikatı kim yapacak? Turizm bakanlığı yapacak. Turizm bakanımızdan kendi şirketini yönetlemesini, ona bir ideali tahkikat uygulamasını ve sonunda belgesini devam etmek noktasında bir karar vermesini bekleyemeyiz biz. Böyle bir hukuk düzeni olmaz. Burada sayın bakanımdan istifa etmesini falan beklemiyorum zaten. Bakanın görevden el çektirilmesi lazım. Çünkü şu anda ETS üzerinden sayın bakanın şirketi de bu olayın failleri arasında görünüyor. Şüpheleri arasında görünüyor. İdeali tahkikata konu olması gereken kişiler arasında görünüyor. Tahkikatın doğru yürütülmesi için şu anda bakan beyin el çektirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Avukat Serkan Kaya, ‘Otelin yangın konusunda çok yetersiz olduğu, yukarı katlara ulaşım imkansız hale geldiği, arka tarafa itfaiye girişinin bile sorumlu olduğu gibi vesaire hususlar bir araya geldiği zaman, bu olayda bilinçli taksir söz konusu olur. Kasta yakın bir taksir söz konusu. Dolayısıyla sorumluların en ağır cezalarla cezalandırılması için bir adli soruşturma mutlaka yürüyecektir. Diğer taraftan idari soruşturmalar olacaktır. Bakanlık, valilik ve devlet çerçevesinde idari soruşturmalar da olacaktır’ diyerek konuşmasına son verdi.