Şaşırtan Araştırma: İnsan Derisi Tat Alma Özelliğine Sahip!

İnsan dili, potansiyel olarak zararlı maddeleri algılayıp tükürmemize neden olan acı tat reseptörleri ile donatılmıştır. Ancak yeni bir araştırma, bu reseptörlerin yalnızca dilimizde değil, derimizde de bulunduğunu ve benzer bir koruyucu rol oynadığını ortaya koydu.

Japonya’daki Okayama Bilim Üniversitesi biyologları tarafından yürütülen çalışma, derideki keratinosit hücrelerinde bulunan TAS2R adı verilen acı tat reseptörlerinin, zararlı maddelerin hücrelere nüfuz etmesini engellemek için aktif bir savunma mekanizması geliştirdiğini gösterdi.

TAS2R reseptörleri yalnızca dilde değil, bağırsaklar, mide ve solunum yolları gibi vücudun farklı bölgelerinde de bulunuyor. Ancak 2015 yılında yapılan bir çalışma, bu reseptörlerin insan derisinde de oldukça aktif olduğunu ortaya koymuştu. Yeni araştırma, bu reseptörlerin deride tam olarak ne işe yaradığını açıklığa kavuşturmayı amaçladı.

Araştırmada, laboratuvarda yetiştirilen insan keratinosit hücrelerine feniltiyokarbamid (PTC) adı verilen acı bir bileşik verildi. PTC, acı tat algısı üzerindeki genetik çalışmalar için yaygın olarak kullanılan bir madde. Çalışmada, TAS2R reseptörleri PTC’yi algıladığında, hücreler ABC taşıyıcı proteinlerini üreterek bu bileşiği hücre dışına attı.

Bu taşıma mekanizmasının çalışıp çalışmadığını anlamak için bilim insanları hücrelere görünür bir izleyici boya enjekte etti. Normalde ABC taşıyıcıları bu boyayı dışarı atabiliyordu. Ancak verapamil adlı bir maddeyle bu taşıyıcıların çalışması engellendiğinde, boya hücre içinde birikmeye başladı. Bu deney, TAS2R reseptörlerinin hücreleri toksik maddelerden korumak için etkin şekilde çalıştığını kanıtladı.

Acı tat algısının gerçekten toksik maddeleri tespit etme konusunda ne kadar etkili olduğu hala tartışmalı. Bazı araştırmalar, acı tadın her zaman toksik maddelerle bağlantılı olmadığını, hatta birçok popüler yiyecek ve içeceğin acı bir tat profiline sahip olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, bu yeni çalışma, acı tat reseptörlerinin en azından deri hücrelerinde toksik bileşiklerden korunma açısından önemli bir rol oynayabileceğini gösteriyor.

Araştırmada, hücrelere yüksek dozda antihistamin verildiğinde, TAS2R reseptörlerinin önceden aktive edilmesiyle hücrelerin hayatta kalma oranının önemli ölçüde arttığı gözlemlendi. Bu mekanizmanın çalışmasını engelleyen verapamil ise bu koruyucu etkiyi tersine çevirdi.

Bilim insanları, bu keşfin deriyi toksinlerden arındırmaya yardımcı olacak yeni tedavi yöntemleri geliştirilmesine kapı aralayabileceğini düşünüyor. Çalışmanın yazarları, “Zararsız acı bileşikler içeren ilaçlar, insan derisinden toksik maddelerin atılmasını artıran potansiyel tedavi edici ajanlar olabilir” ifadesini kullandı.

Bu Haberi Paylaş